10 Temmuz 2014 Perşembe

Kadın Beyni Erkek Beyni - Bölüm 3: İlişkide Seçici Kimdir?

Her iki cinsiyetin beyin yapıları arasında birçok anatomik, fizyolojik ve nörokimyasal farklılıklar bulunmaktadır. Aslında yüzyıllardır kadınlar ve erkekler arasında süregelen birçok anlaşmazlık ve tartışmanın nedenleri altında da bu farklar yatmaktadır. Durum böyle olunca her iki cinsiyetin birbirlerini, kendi bakış açısı üzerinden değerlendirmeye ve yargılamaya çalışması kaçınılmaz oluyor. Aslında birbirimizi yeterince iyi tanırsak ortada bir problem olmadığını göreceksiniz. Tek sorun birbirimizi tanımıyor olmamızdan kaynaklanmaktadır. O zaman tüm bu sorunları tek tek ele alarak birbirimizi tanımaya başlayalım.
İlişkide seçici kimdir?  Kadınlar ve erkekler arasında ilişkiyi kimin belirlediği gerçekten ilginç bir tartışma konusudur. Kızlar mı erkeklerin peşinden koşar yoksa erkekler mi kızların peşinden? Aslına bakarsan sevgili okuyucu hem kadın hem de erkeklerin çoğu bir ilişkide kadının seçici olduğunda hem fikirdir. Ama hala inatla buna karşı çıkan az da olsa belirli bir erkek kesim bulunmaktadır. Yazının okumakta olduğunuz bu kısmı tümüyle bu arkadaşlar için yazılmıştır. İnsanları değerlendirmede kültürel etkiler oldukça önemlidir. Ayrıca insan beyninin diğer canlılara göre çok daha karmaşık bir yapıda olması nedeniyle, daha basit canlılar üzerinden incelememize başlarsak konu daha anlaşılır olabilir.

Dans eden, şarkı söyleyen süslü erkekler aranıyor…
Eğer insan merkezli bir bakış açısından kurtulup doğaya ve başka canlıların yaşamlarına şöyle bir göz atabilirseniz karşınıza çıkan örüntü karşısında hayretlere düşebilirsiniz. Örneğin sirke sineği ile bu gözleme başlayabiliriz. Meyve sineği (Drosofila) olarak da bilinen bu canlı sadece 2-3 milimetre büyüklüğündedir ve genetik camiasında oldukça haklı bir üne sahiptir. Zira çok hızlı ve kolay üretilebildiğinden ve genetik yapısı oldukça kolay incelenebildiğinden hakkında yüzlerce makale bulunmaktadır.

Peki bu sinekler bizi niye ilgilendirmektedir? Şöyle açıklayalım; erkek sirke sineklerinin çok ilginç bir davranış modeli bulunmaktadır. Erkek sirke sinekleri gözüne kestirdiği dişi sirke sineğinin yanına gider ve ilgisini çekebilmek için etrafında dans eder. Bizim için dans gibi görünen bu kompleks hareketler sırasında erkek sirke sineği aslında kanatlarının farklı titreşimleri ile bir aşk şarkısı üretmektedir. Ürettiği şarkı ne kadar karmaşık olursa şansı o kadar yüksek olacaktır. Bu sırada dişi sirke sineği hiçbir şey yapmaz. Sadece kendisine en güzel şarkı üreten erkeği seçer. Yani seçici olan dişidir. Peki neden böyledir? Bunun nedeni erkek sirke sineği ve dişi sirke sineğinin beyinleri arasındaki bazı farklardır. 2010 yılında dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Nature dergisinde yayınlanan bir makalede sirke sineklerinin beyninde yapılan görüntüleme çalışmalarında bazı merkez ve yolakların farkı açıkça gösterilmiştir.
Özellikle erkek sirke sineklerinin beyninde özel bir grup sinir hücresi (FruM nöron grubu) bulunmaktadır ve buradan çıkan uyarılar doğrudan kanatlara ve bacaklara gitmektedir. Bu spesifik hücre grubu dişilerde bulunmamaktadır. Yani dişiler isteseler de dans edemezler. Diğer taraftan dişilerin beyninde olup erkeklerin beyninde olmayan bazı hücre grupları da vardır.


Aslında hazır bu kadar sirke sineğine değinmişken çok ilginç bir bilgiye daha değinmeden geçmeyelim. Bahsedeceğim bu bilgi hayatınızda ne işe yarayacak bilmiyorum ama erkek sirke sineği eğer çiftleşmek istediği dişi tarafından reddedilirse kendisini alkole vurmaktadır sevgili okuyucu. Bilimin sınırlarını zorlayan bir yorum yaptığımı düşünme sakın, zira Nature kadar prestijli bir dergi olan Science dergisinde 2012 yılında yayınlanmış harika bir makale var bu konuda. Peki ne anlatılıyor bu makalede? Kısaca deneyden bahsedecek olursak; sirke sineğinin beyninde nöropeptid F (NPF) denilen bir molekül bulunmaktadır. Bu molekülün beyindeki miktarının artması hayvanların mutlu olduğunun bir göstergesi olmaktadır. Deney ekibi bir grup erkek sirke sineğini (bunlara A grubu diyelim) daha önce hiç çiftleşmemiş dişilerin bulunduğu ortama koymuştur. B grubu için ayrılan erkekleri ise henüz yeni çiftleşmiş dişilerin bulunduğu kısıma koymuşlardır. B grubunun konulduğu ortamdaki dişiler yeni çiftleşmiş olduğundan erkek sirke sinekleri ile çiftleşmeye yanaşmamıştır. Yani A grubundaki erkekler çiftleşebilmiş B grubundaki erkekler çiftleşememiştir. Daha sonra her 2 gruptaki erkek sirke sineklerini benzer bir besin ortamına koymuşlardır. Bu besin ortamında 2 tip besin bulunmaktaydı. İlkinde normal besin, ikincisinde ise içine bir miktar ethanol (bir çeşit alkol) katılmış besin vardı. Yapılan incelemelerde çiftleşme sonrası A grubundaki erkek sineklerin beynindeki NPF miktarının yükselmiş olduğu gösterilmiştir. Hatırlayacak olursanız NPF yükselmesi bize o sirke sineklerinin ne kadar mutlu olduğunu gösteriyordu. A grubundaki mutlu sinekler beslenme sırasında alkollü besine hiç yanaşmamış ve normal besini tüketmiştir. Çiftleşemediği için beynindeki NPF azalmış olan B grubundaki sirke sinekleri ise normal besin yerine alkollü besini tüketmişlerdir. Bazı şeyler ne kadar tanıdık geliyor değil mi sevgili okuyucu? Sonuç olarak depresif erkek sirke sineklerinin alkol alışkanlıklarını bir kenara koyarsak, yazının ilk kısmında belirtildiği nedenler ile sirke sineklerinde seçici olan tarafın dişi olduğu yorumunu çok rahat yapabiliriz.



İsterseniz bu minik sirke sineklerini bir yana bırakıp inceleyeceğimiz canlıyı biraz daha büyültelim. Şimdi düşünün, sabah yatağınızda güzelce uyuyorsunuz. Bilhassa evinin yakınlarında ağaç bulunanlar ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaklardır. Özellikle kıştan bahara geçiş döneminde, sabahın köründe evinizin yakınında bulunan bir ağaçtan gelen ve susmak bilmeyen kuş seslerini duymuşsunuzdur. Sizleri temin ederim ki duyduğunuz bu seslerin çoğu erkek kuşlardan gelmektedir. Zira erkek kuşlar dişi kuşlara kur yaparken onların ilgisini çekebilmek için oldukça karışık şarkılar söylemektedir ve uykunuzun kaçmış olması onları zerre ilgilendirmemektedir. Ötücü kuşlarda (kanarya, hint bülbülü gibi) erkekler kompleks şarkılar üretirken dişiler üretmemektedir. Peki dişiler bilerek mi böyle davranıyorlar? Aslında bu durumun nedeni de yine beyinde yer alan bir farklılıktan kaynaklanmaktadır. Kuşların beyninde VCR (ses kontrol bölgesi) denilen bir alan vardır ve bu alan kuşun çıkardığı sesleri düzenlemektedir. İlginç bir şekilde bu alan, erkek kuşların beyninde dişilere göre 5 kat daha fazla yer kaplamaktadır. Yani bu alan ne kadar büyükse o kadar karışık ve ilgi çekici şarkılar üretebilirsiniz. İşte tam da bu nedenle erkekler kompleks şarkılar üretirken dişi kuşlar bu konuda kafa yormamaktadır. Zira ilgili bölgesi bunu yapmasına imkan tanımamaktadır. Yani özetle erkek kuş şarkı söyler ve dişi kuş en iyi şarkı söyleyen erkeği seçer.

Tabiata baktığımızda dans eden ve şarkı söyleyen erkeklerin oldukça fazla olduğunu çok rahat görebilirsiniz. Buna ilaveten erkeklerin süse ve süslenmeye olan merakı da bir o kadar ilginç bir konudur aslında. Şunu unutmamak lazım ki doğada süslenenler çoğunlukla erkeklerdir ve bu konu ile ilgili çok fazla örnek bulunmasına rağmen beni en çok etkileyen penguen ve tavus kuşlarıdır. Her ne kadar güzel atasözümüz “yuvayı dişi kuş yapar” diye belirtse de bu penguenler için çok da geçerli değildir. İşin özünde erkek penguenler dişilerin ilgisini çekebilmek için yuva yapmak konusunda inanılmaz bir yarış içindedirler. Bu nedenledir ki yuvalarını süsleme konusuna oldukça özen gösterirler. Sırf bunun için ortamda bulunmayan ve oldukça uzaklarda yer alan ilginç taşlarla yuvalarını inşa ederler. Zira yuvada ne kadar ilginç ve farklı taş varsa bu durum erkek penguen için o kadar avantaj oluşturacaktır. Peki dişi penguen ne yapıyor sizce? Evet artık sanırız cevap konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Dişi penguenimiz yuvaların arasında dolaşarak kendine en uygun yuvayı seçiyor. Süs konusunda bir diğer kahramanımız olan erkek tavus kuşlarını inceleme fırsatınız olursa oldukça renkli ve güzel tüylere sahip olduklarını görürsünüz. Oysa dişiler daha sade ve basit tüy yapısına sahiptir. Erkek tavuskuşları bu ihtişamlı tüy yapısını korumak için oldukça zaman harcamaktadır. Ayrıca bu tüy yapısı herhangi bir tehlikeden kaçmasını da oldukça zorlaştırmaktadır. Ama tüm bu olumsuz yanlarına rağmen erkek tavus kuşları için süsleri vazgeçilmezdir. Zira tek bir derdi vardır. Dişiyi etkileyebilmek.


Kadınlar kendilerini güldüren erkeğe bayılırlar
Okuyucunun kafasında şöyle bir soru oluşabilir. Madem doğada süslü olan hep erkekler neden insanlarda durum böyle değil de süslenenler hep kadın? Bu konuda da ilginç fikirler söz konusu doğrusu. Ama en ilginç hipotez, insanda süs kavramının beynin evrimi ile çok farklı bir şekil aldığı yönündedir. Bu fikre göre erkekteki süs kavramı beyin aracılığı ile sergilenmektedir. Örneğin espri yapma yeteneği aslında erkek için bir süstür. Hepinizin de bildiği üzere erkekler bu süslerini oldukça fazla kullanırlar. Buradaki en büyük dayanakları da “kadınların kendilerini güldüren erkeklere bayıldığı” argümanıdır. Bu da doğrudur aslında. Zira Eric Bressler ve ekibi 2006 yılında yaptıkları çalışmada bunu göstermişlerdir. Deneyin sonuçlarına göre kadınlar gerçekten de kendilerini güldüren erkekten hoşlanıyorlar. Diğer taraftan ise erkekler için böyle bir durum söz konusu değildir. Çalışmaya  göre erkekler kendilerini güldüren kadınlara karşı ne onlardan hoşlanıyorlar ne de onları itici buluyorlar. Ama çalışmanın en ilginç tarafı şunu gösteriyor ki, erkekler kendilerine gülen kadınlara bayılıyorlar. Bu deneyler sonucunda özetle, espri yapma kabiliyetinin aslında erkeğin zekasının gelişmişliğini gösteren bir belirteç olduğu vurgulanmaktadır.

Son söz:
Toparlayacak olursak şunu çok net söyleyebiliriz. Sevgili erkekler aslında bu konuda hiç boşuna tartışmaya gerek yok. Kabul edelim ki doğada her zaman dişiler seçicidir. Çünkü hamilelik dönemi oldukça önemli bir yatırımdır ve bu nedenle seçicilik dişiler açısından çok büyük önem taşımaktadır. Daha sağlıklı ve güçlü bir nesil oluşması için dişiler seçicilik konusunda çok dikkatli olmak zorundadırlar. Durum böyle olunca erkekler aslında her zaman dişilerin dikkatini çekmek zorunda kalacaklardır. Erkek sirke sinekleri gibi dans etmek, erkek kanaryalar gibi şarkı söylemek, erkek penguenler gibi yuva yapmak ve erkek tavus kuşları gibi süslenmek doğalarında olan bir gerçektir. Tüm bunların tek bir amacı vardır,  o da dişilerin ilgisini çekebilmektir. O zaman ilişkide seçici olanın kadın olduğunu bilimin ışığı altında gönül rahatlığıyla belirterek ve Marquez’in çok sevdiğim bir sözüne gönderme yaparak bitirelim. Sevgili erkekler ne olursanız olun şunu kabul etmek durumundayız. “Bir ilişkiyi kadın başlatır ve kadın bitirir”.  Lütfen artık bu konuda bir tartışma ortamı olmasın ve artık birbirimizi kırmayalım. Lakin sevgili kadınlar da şunu kabul etmeli ki “Her zaman başlatan ve bitiren aynı kadın olmayabilir”.

Yazarın hüzün dolu notu :)
Çok sevgili okuyucu aslında 3. bölümünü okumuş olduğunuz Kadın Beyni – Erkek Beyni serisinin birçok bölümü yazılmış ve hazır durumda. Sadece [n] Beyin’in yayın takvimine göre yeri geldiğinde yayınlanmaktaydı.  Ama bu süreç içerisinde gerek siz dostlarımızdan gelen cesaretlendirici yorumlar gerekse de yazıların henüz yayınlanmamış kısımlarını okuyan arkadaşlarımızın verdiği gazla bu seri bir [n] Beyin kitabı olarak çok yakında (yeni sezonun başında) sizlerle buluşacak gibi görünüyor. İnsanlık için küçük ama bizim için oldukça büyük bu adımda umarım güzel bir iş ortaya çıkar. Bu arada ufak bir spoiler vermekte de fayda var. [n] Beyin’in yeni sezon için Kadın Beyni – Erkek Beyni’ne ilaveten bir kitap daha çıkaracağı söyleniyor.  Eminim yakında onun da haberi duyulur.


Kaynaklar:
1-    Richard Benton - Neuroscience: Sexy circuits (2010) Nature
2-    G. Shohat-Ophir ve arkadaşları. Sexual Deprivation Increases Ethanol Intake in Drosophila. (2012) Science
3-    Arnold AP. Developmental plasticity in neural circuits controlling birdsong: sexual differentiation and the neural basis of learning. (1992) J Neurobiol. 


Alıntı : http://www.nbeyin.com/content_detail-275-583-kadin-beyni-erkek-beyni---bolum-3-iliskide-secici-kimdir?-.html#.U72z4iQojT4

0 yorum:

Yorum Gönder